Burada yazdım mı bilmiyorum ama dünyalar iyisi yöneticim, direktörüm Gizem, Mart – Nisan aylarında kanser teşhisi konmuştu, elimden geldiğince onun yanında oldum, kemoterapisinin ilk seansına gittim, mümkün olduğunca aradım.. ve sonunda kurtuldu. (allahtan çok erken evreydi ve komple temizlediler)

Ben de elimden geldiğince yurtdışına çıktığımda ona ve oğlu kanat’a ufak ufak şeyler alıyorum mesela thassos’a gittiğimde kavala’ya gittim (yaklaşık 40 dk mesafe) orada da en iyi kavala kurabiyesi yapan birisi varmış, biraz tepede gibi bir yerdeydi, yokuş çıkarken zorlandım bir tık. Neyse ufacık bir dükkan herkese aldım alabildiğimce.

Gizem de benim tatilde olduğum hafta göğüslerini aldırdı, operasyon geçirdi ve sanırım silikon gibi bir şeyler takıldı ama yani artık durum bu, ben de çok istemiştim o dönemlerde uğrayayım vs falan diye ama olmadı işte, tatildeydim ben de.

Döner dönmez aradım işte, sesi de inanılmaz iyi geliyordu, dedim buluşalım sana kurabiye vereyim, bak sonra bozulur, üzülürüm dedim. Kendisi de çok nazik birisi, evim burada trafiğin durumuna bak istersen bugün gel misafir edeyim, istersen de yarın görüşelim dedi, neyse ben de evin durumuna lokasyona falan baktım dün akşam gittim.

Gitmeden önce çok gerildim çünkü bilemiyorum yani gözümde çok büyüttüğüm birisi ve evine gidiyorum, ev durumu, çocuğu, eşi falan bi garip şekilde gerildim fakat evin içine girince, o sıcaklık yüzüme vurunca direk yelkenleri indirdim. Serkan abi o kadar sıcak davrandı ki, hemen bir kahve yaptı, önüme atıştırmalıklar falan bildiğin 40 yıllık tanışığız gibi konuştuk, kendisi de IT’ci zaten, böyle direk frekanslar falan uydu, disk partition falan ohooo direk o konuşurken apple vision pro gibi diğer tarafta da onun söyledikleri ekranda bende oynuyor falan.. asıl bomba ise oğlu, kanat. (10-11 yaş)

Yani doğru temennide bulunmak gerekiyor sanırım, hep kızım olsun istedim bu zamana kadar, bir yere gittiğimde falan erkek çocuk olunca sevemedim veya sevmek istedim ama genelde bütün erkek çocukları parande attıkları, yerinde duramadıkları, haylaz oldukları için olmadı yani. Bir türlü ısınamadım fakat dostum bu başka bir şey. Benim çocuğum olursa böyle bir çocuğum olsun, dünya kadar borcum olsun. Arkama dönüp bakarsam ibneyim.

Size anlatıyorum, siz de kafanızda kurun;

• Random lego parçalarıyla kendi hayalgücüne göre figürler yapıyor. Mech falan yapmıştı, yani böyle nasıl desem, klavuz falan yok, örneğin elinde 500 tane garip garip parça var ve bunu tasarlıyor, anlamlı bir şeye dönüştürüyor. Bana bir kaç figür gösterdi çok beğendim.
• Lego parçalarıyla yine boardgame tasarlamış, yani nasıl monopolyde masaya konan bir şey var ve işte atıyorum bebek var, etiler var bilmem ne var.. zemin yani, kendisi kendi oluşturduğu dünyası için zemin yapmış legolardan ve bütün kartları (görev kartları, mob kartları vs) kendisi eliyle karton kesmiş, ingilizce yazmış, karakterlere de skill vermiş, stat vermiş, intelligence vermiş, agility vermiş. Handmade.
• Katana hastası kendileri, gidip katana tasarımı yapmış ve Bauhaus’a gidip de o ölçülerde tahtalar kestiriyor ve işte katana yapıyor, tahtadan.
• Oyun desen zaten switch falan oynuyordu ama ailesi gaming pc aldı, belki ben de rog ally x alırsam onunla steam üzerinden kapışırız ehehe.

Böyle birisi işte, ben de acaip kanım ısındı ve çevremde bu işlerle uğraşan kişilerden yardım alarak, Kadıköy’deki Goblin Cafe (sahibini tanıyan arkadaşım sayesinde) götürüp, böyle insanların oyunlarını izleyeceğiz. Belki orada melek yatırımcı falan buluruz eheh

Bu arada kendisine legolarımı gel beraber yapalım, bana yardım et dedim. Belki eder bilmiyorum beni de kurtarır 😀

Neyse işte Gizem bomba gibiydi, çok yüksek, çok parıltılı, çok Gizem gibiydi yani. Aşırı mutlu oldum böyle bir aile tanıdığım için, bir de tabi salonları benim hayatımda gördüğüm en sıcak salondu. Yani ben orada 1 saat oturdum ama şöyle bir bahanem olsa da 5-6 saat otursam dedim, bunu hiç bir evde demedim. Mükemmel. Salonda pikap vardı, arkada smiths falan çalıyor, daha ne isteyeyim yahu.

Neyse işte bu yüzden bir çok teklifi Gizem yüzünden reddediyorum, onu bırakmak istemiyorum ne kadar maaş verirse versinler yoksa GSK, Viatris, Boehringer’e falan çoktaaaaan giderdim.

Yine bir şarkı ile sizlere iyi geceler dileyeyim.