nessun dorma!

Aşağı kaydır

Merhabalar efendim,

Bir an bu başlıkla bir post yazmışımdır diye çok korktum ama arattığımda bulamadım, sanırım yazmadım, yoksa bulurdum değil mi?

Başlıklara ayıralım yazıyı şimdilik, sanırım bir tık daha uzun olacak eğer unutmazsam.

İlk konumuz iş olsun,
Efendim yeni şirket, yeni insanlar, yeni ortam, yeni çevre falan mart ortasında başladığımı farzedersek sanırım 6 ay oldu bu aralar. İlk başlarda aşırı zorlandım psikolojik olarak çünkü belli başlı konfor alanlarını bırakmıştım ve buradaki o alanlardan bazılarının olmadığını görmemle biraz düşmüştüm ama şimdi iyiyim. Buraya yazsam yaşadığım şeyleri, muhtemelen şey dersiniz ”derdini sikeyim.” ama benim işim detayda saklı yani detaylara çok önem birisiyim, o yüzden de ufak da olsa küçücük de olsa bu detaylarda sorun yaşadığım zaman dert ediniyorum. Neyse bana bağlı insanların profilleri de farklı biraz, kültür seviyeleri de farklı ama ortak frekansta buluşabiliyoruz bu beni sevindiriyor fakat bazıları var, beni salak yerine koymaya çalışıyor fakat bilmiyor ki onun güttüğü koyun kadar benim çoban sevmişliğim var 🙂 örneğin bir iş var, işin tanımı belli, bana geldiğinde hemen kafamda diagram oluşuyor, şunu şöyle yaparız, bunu böyle yaparız, bu veri şurada var vs vs. kafamda da ”ben yapsam” şu kadar saatte yaparım veya zamanda yaparım diye bir timeline oluşuyor, bu işi asıl iş sahibine verdiğimde ise ”oooo bu çok büyük iş, işte şöyle yaparsam böyle sorunlar çıkar ama şöyle aşarım böyle yaparım vs vs” diyor yani kısacası bana göre ”ben çok çalışıyorum, bu çok zor iş ama ben bunu hallederim” diyip biraz zamana yayıyor gibi hissediyorum. 6 ay bitince bir şeyler çok daha net oluyor mesela artık o kişiden iş planı istiyorum (nefret ederim çobanlık yapmaktan) yani elinde ne iş var, kim talep etti vs vs, ben de ona göre planlayacağım o arkadaşın zamanını, üzülerek söylüyorum. Diğerlerinde ise sorun yok yani arkama dönüp pek bakmıyorum. Çok arada bir şu iş nasıl gidiyor, var mı benim el atacağım bir şey, yardımcı olacağım bir şeyler diye soruyorum. Her sabah genelde 06.30 gibi şirkette oluyorum, geçenlerde yazmıştım sanırım ama trafikten nefret ediyorum bu yüzden de 06.00 gibi teker dönüyor ve ilk gittiğimde işte mail kontrolü, monday’e task ekleme, güncelleme falan 07.30 gibi kahvaltıya geçiyorum, orada da hep tek başıma kahvaltı ediyorum bu beni aşırı üzüyor, eski şirketimde 5-6 kişiyle hep beraber yapıyorduk, gülüyorduk eğleniyorduk ama burada tek başımayım. neyse.. 08.15 gibi de kahvaltım bitiyor sonra da civarda kahveci var oraya geçiyorum, sabah sabah bir filtre kahve alıyorum, twitter falan takip ediyorum, rahat rahat sigaramı içiyorum ve 09.00 gibi ofise dönüyorum.

Her sabah finans direktörünü görüyorum kahvede, o da kahve alıyor ve hep bana takılıyor. Yine yerindesin.. geçenlerde de genel müdüre de söylemiş, gökhan her sabah kahve içer diye 🙂 o da demiş ki, sabah sabah rahat kahvesini ve sigarasını içiyor işte 🙂 demiş. Tatlı kadın ya finans direktörü, yani yaklaşık 65 yaşında falan ama ajda pekkan gibi o kadar estetik var ki, inanılmaz. 65 yaşında falan ama hani dışarda görseniz 40-45 arası falan dersiniz o kadar abartmıyorum bak.

Böyle işte çok arkadaşım yok, yani ”arkadaş” var ama takılacağın, makara kukara yapacağın kimse yok, eski şirketimde erhan abi vardı, onunla kahve/sigara içmeye giderdik.. offffff nasıl küfürler ederdik, nasıl millete sallardık, dertleşirdik falan burada öyle birileri yok, onun da eksikliğini çok çekiyorum sanırım.

İş buraya kadar yeter sanırım ya, daha başka şeyler de elbet vardır ama işi yazmaktan sıkıldım.

Sosyal hayat.. burası biraz aksıyor hatta baya bir aksıyor çünkü gün içindeki programım çok yoğun olabiliyor. Bir de biraz obsesiflik var sanırım onun da etkisi var. Şöyle ki işten çıkışım 15.30 – 16.00 arası falan ve ortaköyden eve gelmem.. cehennem. min 1 saat maks 3 saat öyle bir şey yani.

Araç kullanmak da yoruyor bir de, sabah yormuyor ama akşam çok yoruyor. bütün gün zaten toplantı, iş falan yoğunluğu akşam da trafiği çekince böyle duvarlara boş bakan birisi oluyorum. Evde yemek falan yiyip de sonra spora geçiyorum (bazen aşırı üşeniyorum.) ve sonra da eve gelmesi, duşu falan derken.. işte saat 21.16 😀 sabah 05.30 da kalkacağım, o yüzden 23.00 gibi falan yatmalıyım ki maymun olmayayım. Nasıl yapacaksın bir şeyler? soruyorum ya.

Başka bir şeylerde vardı ama unuttum, neyse elbet hatırlar yazarım.

Tags:

Submit a comment

İçerikler için geri bildirim vermek isterseniz
This is default text for notification bar