Bu son 2 hafta inanılmaz yoğundu, ilk hafta quarterly business reviewa hazırlandık, o arada bir arkadaşımız işten ayrıldı, onun işleri bana doğru geldi, diğer arkadaşlara da gelirdi ama onlar takımlara odaklansın istiyorum, o yüzden ben sahiplendim işleri. Bir de geçen hafta dört defa işe gittim ve 16.00 gibi çıkabildim, bu beni aşırı şekilde yoruyor çünkü sabah 06.00 gibi çıkıyorum. aslında timeline ı çizmek gerekiyor.
06.00 evden çıkış.
06.30 şirkete varış.
06.30 – 07.30 email kontrol
07.30 – 08.00 kahvaltı
08.00 – 08.15 kahve
08.15 işe başlama.
16.00 işten çıkış
17.45 – 18.00 eve varış
şimdi böyle bir tempoyu 1-2 gün götürebiliyorum ama 4. günde artık bedenim bitiyor. çünkü eve gelince de hemen uyumak istemiyorum, bana vakit kaybı gibi geliyor o yüzden 00.00 gibi yatıyorum işte 05.15 gibi de kalkıyorum. Bu sebeple de çok yoruldum.
Geçen haftayı bu şekilde atlattık ve haftasonu geldi, bak yine sinirim tepeme geldi. Şu hayatta heyecanla beklediğim şeylerden birisi Galatasaray’ın maçları.. Haftasonu olsun da sevinelim, maç izleyelim vs diyorum, bu haftasonu da 3-0 dan 3-3’e geldi maç ve sinirim bozuldu.
Neyse bu hafta başladı, pazartesi işte QBR var, şirkete gittim, sabahtan akşama çok az mola ile toplantı. salı, çarşamba, perşembe ve cuma da sabah 9 akşam 16, koçluk eğitimim vardı.. inanılmaz! böyle arkaplanda eğitim olsun falan değil bildiğin bir sürü pratik yapıyorsun, 26 kişi falandık işte dünya çapında.. herkesle 1:1 yaptım, herkese koçluk yaptım, sürekli aktif aktif aktif.. artık son gün dedim ki, ben gerçekten yoruldum, biraz pasif kalayım.
Haftaiçi de Galatasaray’ın maçı vardı yine 2-0 dan 2-2 oldu, sinirden kendimi sikecem. Öyle işte.. ne oyun oynayabildim ne başka bir şey.. çok garip 2 haftaydı yani. Kasım ayında Belçika’ya gidiyorum onun için şafak sayıyorum şu an, şöyle bir brugge falan.. ne güzel olur ya.
Bu eğitim bir de normalde yüz yüzeymiş, pandemiden önce.. ve Milano da yapılıyormuş, bizim şansımız işte, online katıldık zaten bana böyle oluyor, gökten meg ryan yağarken bize er ryan düşüyor, o da yetmiyor yerden sekiyor götümüze giriyor, fiks şaşmaz.
Neyse efendim biraz söylendim ama bundan sonra film, dizi ve daha kültürel şeyler paylaşmayı hedefliyorum.
Çok güzel bir jazz playlisti buldum, here we go!