Merhabalar efendim,
Yaklaşık 4 hafta önce falan hastanede işim vardı ve hastanede de hafif bir bayır var, bayırın bir yerinde de çukurumsu bir şey var, tabi ben de farketmemişim ve ayağımı atmam ile birlikte sol ayağımı burktum ama öyle böyle bir burkma değil ayağım koptu zannediyordum ki, yuvarlanmaya başladım derken bir şekilde kalktım ve etrafımda bir sürü insan vardı, kimisi kafama su döküyor, kimisi kafamı kendisine çeviriyor ve ”iyi misin? kafanı vurdun mu?” diye sorular soruyordu ama o zamanı şimdi hatırlıyorum ve gerçekten şoktaydım. Yani adam bir şeyler diyor ama flu duyuyorum çünkü beyin ne olduğunu idrak edemiyor. Beni aldılar bir kaldırıma oturttular ve ayağıma bir baktım.. bakmaz olaydım, bileğim kocaman ama kocaman şişmiş. Su falan içtim ama olayın ciddiyetinin farkında değilim sonra da salak gibi iğnemi olmaya gittim fakat sağ omzum kalkmıyor, sol bacağımın üstüne basamıyorum yani felaket bir durumdayım. (Not: ben de sedef rahatsızlığı var ve immuno suppresant kullanıyorum, bunun da 3-4 ayda bir iğnesi mevcut, o sebeple gidiyorum hastaneye) içimden de diyorum ki ”olm bütün imzaları aldın, şimdi buraya kadar geldin, önce aşını ol ve sonra hastaneye gidersin. (Not 2: Cerrahpaşa’daydım ve orada tedavi olmak istemiyordum her ne kadar mükemmel hekimler olsa da hastane aşırı kötü durumda) neyse işte aşımı oldum ve orada anladım ne kadar yalnız olduğumu, ne kadar yorulduğumu. Ardından neyse bu buhran bir şekilde geçti gitti ve o durumlar marmaraya geçtim ve maltepe marmaray durağında park etmiştim aracı, araca binip hastaneye gittim ki durumun vehametini orada öğrendim.
Sol bilekteki bağlar yırtılmış, sağ dirsekte de çatlak var. Sağ dirseğe atel taktılar (yarım alçı sanırım) ve sol bacağa da takıyorlardı ki orada müdahale ettim ve dedim ki havalar sıcak başka yolu yok mu? walker (paten gibi bir şey) dediler ve onu aldım. 3 haftalık süreç böyle başladı, aşırı daraldım evde aşırı yoruldum, bunaldım.
Bütün bu süreçte ama kendime şunu dedim, olm senin yaşadığın şey ufak bir şey, başını vurabilirdin, kalçanı kırabilirdin, beline bir şey olabilirdi, kaldı ki millet nelerle uğraşabiliyor, seninkisi geçer. Doğruya doğru bir kere çocuk onkoloji bölümüne gittim ve çok uzun süre kendime gelememiştim.
Sonuç olarak geçenlerde çıkardık fakat hiç bir şey eskisi gibi olmuyor, sağ dirseğim biraz ağrıyor, sol bileğimde de hala ödem var ve bazen ağrıyor.
Çok garip bir dönemdi benim için, bir çok şeyi sorgulamama neden oldu, alternatif senaryoları düşündüm hep fakat sanırım biraz kayboldum. Yolumu tekrar bulmam gerek, başka türlü olmaz.
Onun dışında iş yerindekiler çok ilgilendiler sağolsunlar, ailem çok ilgilenmedi zaten benle hiç bir zaman çok ilgilenmemişlerdi. nothing new gibi bir şey. Bir yerde sorun var ama o sorun bende değil kesinlikle, bunu başka insanlara da muntazaman soruyorum (beni çok iyi tanıyanlara) yani genelde eleştirinin dibine vuran insanlar bunlar ve geri bildirim yetenekleri üst düzeyde ama onlar da sorunun bende olduğunu düşünmüyorlar.
Neyse bu konuya girmeyi düşünmüyorum pek, bu süreçte aslında baya yazmak istedim ve ”şu konudan bahsedeyim” gibi şeyler aklıma geldi hep ama sonra unuttum, bunun bir yolunu bulmam gerekiyor, unutmamak için bir yerlere konuları yazmalıyım.
Çok film izledim bu arada, herkesin çok övdüğü holdovers izledim ama neyi neden bu kadar övdüler hiç anlamadım sanırım ben salağım, başka bir açıklaması yok. Alien filmine de gittim ve gerçekten onu çok beğendim, gitmeden önce de bütün Alien ve AvP serilerini tekrar izledim. Hayretler içerisindeyim ki bu sefer çok ama çok güzel bir iş çıkmış. Böyle devam eder umarım. Elden Ring’i de bitirdim bu arada oyun olarak, bu miyazaki bizim dünyamızdan değil, kesinlikle değil. Black Myth Wukong aldım ve o da gerçekten çok güzel çıktı, bu aralar oyuna doyuyorum, aaa unutmadan Darkest Dungeon da mükemmel olmuş, bir kaç yıl önce nintendo switch de oynadım ve sanırım en güzel oynanacak yer orası, şimdilerde konsola çıkmış ve orada denedim ama böyle bir oyuna handheld yakışır.
Kafamda çok güzel bir plan var, kendi dali oberon’larımı satılığa koydum, eğer birisi alırsa bende elac alıp, müzik sistemimi bir tık daha kompakt bir şekle sokacağım, gerçekten plak dinlemek istiyorum artık.
Kahve benim için çok önemli bir ayrıntıymış, içmediğim zaman aşırı gergin oluyorum, çikolata gibi düşünün bana mutluluk hormonu salgılatıyor hele bir de yanında san sebastian varsa of of of. Geçen nespresso makinem bozuldu (aslında bozulmadı ama bir terslik vardı ve ben de değiştirmeleri için servise verdim) şu sıralar çok afedersiniz ama dandik türk kahvesine kaldım. o da tad vermiyor, bir de tabi makinemi çok seviyordum çünkü soğuk kahve yapmayı öğrenmiştim ve ona monin şuruplar almıştım. Neyse sanırım bu hafta servisten gelir veya değiştirirler, ben de bilmiyorum ne olacak.
Bu yazı uzun oldu ama bu yazının daha karanlığı içerlerde bir yerde 🙂
Sevgiler efendim.